Geleneksel Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarına Hekim Yaklaşımı Sempozyumu
28 Mayıs 2016 tarihinde bir cumartesi sabahında İstanbul Tabip Odası’ nın Cağaloğlu’ ndaki
binasında düzenlenen sempozyumdayım. İki gün boyunca sempozyumda tartışılan konular arasında üzerinde durulması gerekli noktalar
şunlar idi:
- Neoliberal politikaların sonucu olarak kamusal hizmetlerin daralması, sağlık hizmetlerinde piyasalaşma ve özelleştirmeler toplumda eşitsizliği arttırıp geleneksel ve alternatif arayışlara yöneltti. Kapitalist toplumlarda sağlık hizmetleri daralırken, devlet bunu topluma kabul ettirmenin yollarını ararken Geleneksel Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp (GTAT) Uygulamaları için zemin ortaya çıkmış oldu.
- Yönetmelikte yer alan 15 uygulamanın tanımları yapıldı ve yönetmelikteki endikasyonlarına ve dünyadaki kullanımlarına değinildi. Yönetmelik ile ülkemizde var olan ve uygulanan GTAT Uygulamalarını kontrol altına alınması hedeflenmiş olmakla birlikte başta TTB olmak üzere uzmanlık derneklerinin görüşü alınmaksızın hazırlanmış olduğu, hastaların ‘ikna’sı ile ilgili etik konuların gözetilmemiş olduğu, sertifika programlarının niteliğinin nasıl olacağı belirtilmemiş olduğu, her metod için belirtilen endikasyonların bilimsel alt yapısı yeterince incelenmeden çok geniş ve yer yer tutarsız hazırlanmış olduğu, uygulamaların hepsinin bilimsel temelleri olduğu ve kanıta dayalı tıp metodları kullanılarak etkinlik ve güvenlilikleri kanıtlanmış metodlar oldukları izlenimi verilerek bu şeklide bu yöntemlere ilgisi olan toplum tarafından yanlış anlaşılarak GTAT Uygulamaları kesin tedavilermiş gibi sunulması ve algılanması tehlikesini de birlikte getirdiği dile getirildi.
- Bitkisel ürünler, ilaç geliştirme süreçlerinden geçmedikleri için güvenilir değildir. İlaç için en temel nokta olan Ar-Ge süreci, bitkisel ürünler için söz konusu değildir. Bitkisel üründe tedavi edici etki olsa bile ilaç formuna gelmeden bunun dozunun ayarlanması yan etki profilinin anlaşılması mümkün değildir. Bitkisel ürünlerin "doğal" olması zararsız olduğu anlamına gelmemektedir. Bitkisel ürünün hastalara faydalı olabilmesinin tek koşulu Ar-Ge sürecini geçerek ilaç haline gelmesidir.
- Bitkisel ürün kullanımı özellikle kronik hastalığı olan bireyler tarafından ilaçlarla birlikte kullanımı giderek artmaktadır. Bitkisel ürünlerin içeriğindeki aktif maddeler, ilaçlarla farmakodinamik ve farmakokinetik aşamalarda etkileşmeye girerek ilaçların farmakolojik etkilerinde artma veya azalmaya, istenmeyen yan etki ve toksik etkiler görülmesine neden olabilirler. Bu etkileşmeler özellikle terapötik indeksi dar olan ilaçlarda daha önemlidir. Hekimler hastalarına ilaç reçete ederken bitkisel ürün kullanımını mutlaka sorgulamalı ve hastalarına oluşabilecek bitkisel ürün-ilaç etkileşmeleri konusunda bilgi vermeli, etkililiği ve güvenliliği klinik kontrollü araştırmalarla kanıtlanmamış bitkisel ürünleri kesinlikle önermemelidir. Bu da hekimlerin GTAT Uygulamaları hakkında bilgilenmesi ve güvene dayalı sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisi ile mümkündür.
- Hasta-hekim ilişkisinde güven verici bir iletişim kurulmasına özen göstermek, aşağılamadan anlamaya çalışmak, sevecen yaklaşmak gibi mesleğin doğasından kaynaklanan insani gereklilikleri anımsamak gerekmektedir. Ancak bu şekilde yitirmekte olduğumuz saygı ve güveni tekrar kazanabiliriz. Ayrıca toplum sağlığını korumanın, sağlık hakkına saygı göstermenin ve savunmanın sağlık çalışanlarının temel yükümlülükleri arasında olduğunu eklemek gerekmektedir. İlaca erişimi kısıtlayan politikaların değişimi için mücadele etmek ve şarlatanlar ve bilimsel temeli bulunmayan uygulamalar hakkında suç duyurusunda bulunmak sağlık çalışanlarının mesleki yükümlülükleri arasında yer almaktadır. Modern ilaçların yetersiz kaldığı alanlarda, dolayısıyla “yerine başkası konulmaz” özellikli; etkili, güvenli, ilaç etkileşimleri, uzun dönem etkileri sağlam bilimsel kanıtlarla bilinen; pazar güdümüyle değil toplum sağlığı kaygısıyla üretilip dağıtılan maddeler/uygulamalar var ise, alternatif / yerine değil, tamamlayıcı / yanına maddeler olarak kullanılmalı, bu özellikleri taşımayan maddeler/uygulamalar kullanılmamalıdır. Etkinlik ve güvenliliği bilimsel olarak gösterilmemiş ya da etkin ve güvenli olmadıkları gösterilmiş maddelerin/uygulamaların tanıtımları, satışları ve kullanımları engellenmelidir. İlgili düzenlemeler pazar oluşturma ve pazarı düzenleme amacıyla değil toplum sağlığını koruma kaygısıyla oluşturulmalıdır.
Sempozyumun ardından her Ankaralı gibi Onur'lar ile Galata'ya İstiklal'e doğru gidilmez mi? Tabi gidilir.
Aslına bakacak olursanız zaten o taraftan geçmek İstiklal'in sonundaki otelimize ulaşmak zorunda idik. İstiklal'de özellikle de konsoloslukların etrafında takviye güvenlik önlemi vardı.
Galatasaray Lisesi'ne yaklaştıkça anlıyorduk bu kadar önlemin nedenini. Filistin protestosu...
İstanbul Tabip Odası'ndaki sempozyum farklı uzmanlık alanlarından birçok katılımcı ve dinleyiciyi bir araya getirerek verimli bir tartışma ve yoğun bilgi ortamı yaratarak İstanbul ise bende "Yanlış Oluyor bağzı Şeyler" tadı bırakarak sona erdi.
Yorumlar